Güncelleme Tarihi: 25 Haziran 2021

Gösterim: 390

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemiz Tarih Bölümü ve Tarih Araştırmaları Topluluğumuz “Manyas Gölü'nde Don Kazakları: Kültür, Göç ve Tarih" Söyleşisi Düzenledi

 

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemiz Tarih Bölümü ve Tarih Araştırmaları Topluluğumuz bu kez bir dönem Manyas Gölü civarında yaşayan “Don Kazakları”nı ele bir söyleşi düzenledi. Moderatörlüğünü İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekai Mete’nin yaptığı programa konuşmacı olarak Üniversitemiz İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi  Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Arı,  Üniversitemiz İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi  Feride İmrana Altun, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr. Sinan Kiyanç ve Yazar Salim Nizam katıldı.

 

Programın açılış konuşmasını Prof. Dr. Zekai Mete yaptı. Mete, “Bandırma Balkanlar’dan, Bulgaristan’dan Yunanistan’dan, Arnavutluk’tan Makedonya’dan, Romanya’dan Kafkasya’dan, Kırım’dan göçlerle gelenlerin yerli halkla kaynaşması sonucu kültür mozaiği oluşmuş durumdadır. Bu programda Bandırma’da çocukluğumuzdan beri duyduğumuz Kazakların kimler olduğunu, buraya nereden ve nasıl geldiklerini, daha sonra buralardan ayrılışlarını, onlardan arta kalan eserleri ve inanışlarını ele alacağız.” dedi.

 

Söyleşide ilk söz alan isim Prof. Dr. Yılmaz Arı oldu. Arı konuşmasında Don Kazakları’nın kimler olduğu, neden Anadolu’ya geldikleri, Türkiye’de nasıl yaşadıkları ve neden gittikleri ve en önemlisi geriye bize bıraktıkları mirasların neler olduğuna dair bilgiler verdi. Arı, “Don Kazakları Karadeniz’in kuzey bölgesinde Don Irmağı ve civarında yaşayan gruplardan biridir. Slav kökenli, zaman zaman Tatarlarla karışmış olan gruplardır. Bu gruplar ülkelerin sınır bölgesinde yaşarlar. Bunlar tarihte sürekli savaşlara ve baskınlara katılırlar. Rus Ortodoks inancına sıkı bağlılıkları vardır. 1624 yılında Rusya’da o dönemde ki Çar bir karar veriyor ve başıboş yaşayan grupları bir araya toplama kararı alıyor. Anadolu’ya geldikleri tarihsel kayıtlarda tam olarak yok ama edindiğim bilgilere göre 1781 yılları civarından Manyas gölü çevresine yerleşiyorlar. 1962 yılında ise topluca Türkiye’yi terk ediyorlar. Büyük bir çoğunluğu Rusya’ya giderken çok az bir bölümü Amerika’ya gidiyor” dedi.

Söyleşi Dr. Sinan Kıvanç’ın konuşması ile devam etti. Kıvanç sunumunda Don Kazakları’nın Türkiye’ye gelişleri ve ayrılışlarına değindi. Kıvanç, “Osmanlı Devlet ile Rusya’nın ilişkilerin başlangıçları Don Kazakları’ na dayanır. Don Kazakları Anadolu’da iki noktada bulunurlar. İlki Manyas, ikincisi ise Konya’dır.” dedi. Kıvanç ayrıca sunumunda Don Kazakları’ nın Türkiye’den göç etme sürecine de değindi.

Söyleşide Dr. Öğr. Üyesi  Feride İmrana Altun ise Don Kazakları’nın göç etmesinin ardından kalan ikonalar hakkında yaptığı çalışmalar ilişkin bir sunum yaptı. Altun, “Bugün yaklaşık 53 tane ikona Ayasofya’da saklanırken Bandırma Müzesi’nde ise iki adet Don Kazakları’na ait ikona bulunmaktadır. Bandırma Müzesi’nde bu ikonaların saklanması çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Son olarak ise söyleşide Salih Nizam söz aldı. Nizam çocukluğunda Kocaköy civarında Kazaklara ilişkin hikayelerle büyüdüğünden bahsetti.  Çocukluğuna dayanan Kazaklarla olan hatıralarını da anlatan Nizam, “Başlarına kuş tüyleri takarlardı. Böylece gölün tüm renklerini yansıtırlardı. Bu tüy takma geleneğinin anlamı takan kişinin o gün çok neşeli olduğunu ifade etmektedir” dedi.  Nizam ayrıca Kazakların yapılaşmasına ilişkin de detaylı bilgi verdi.


Fotoğraflar