Güncelleme Tarihi: 01 Temmuz 2021

Gösterim: 486

Tarih Araştırmaları Topluluğumuzca " 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı" Programı Düzenlendi

 

 

1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kapsamında Tarih Araştırmaları Topluluğumuz "1 Temmuz Denizcilik Ve Kabotaj Bayramı" konulu online etkinlik düzenledi. Moderatörlüğünü Üniversitemiz İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arş. Gör. Safa Furkan Karacakaya’nın yaptığı programa konuşmacı olarak Üniversitemiz Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Levent Bilgili katıldı.

 

Doç. Dr. Levent Bilgili programda ilk olarak kabotaj kavramının tarihçesinden bahsetti. Bilgili, “Bugün Türkiye ve kabotaj hakkına sahip ülkeler için çok önemli bir gün. İşin hem politik, hem tarih tarafı var. Dolayısıyla kabotajın ne olduğuna değinmeden önce tarihçesine değinmek istiyorum. Kabotaj bizim kapitülasyonlara karşı verdiğimiz mücadelenin bir zafer nişanesidir. Herkes bunu 1500’lü yıllarda Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransızlara verdiği bir ayrıcalık olarak biliyor. Fakat öncesinde de Osmanlı Devleti’nin verdiği bazı öncelikler var. Kaldı ki Ortaçağ’da ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla devletlerin birbirine verdiği bazı ayrılıklar olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla sadece Osmanlı’nın verdiği bir ayrıcalık değil. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ortaya çıkan kapitülasyonlar devletin çok güçlü olduğu dönemdeki ayrıcalıklardır. Dolayısıyla Fransa üzerinde, Almanya üzerinde bir baskı kurabiliyorsunuz. Doğu Akdeniz’de hâkim durumdasınız. Bunlardan dolayı o dönemde kapitülasyonlar Osmanlı Devleti için çok avantajlı bir uygulamadır. 1600’lü yıllardan sonra artık bu hakların bizim dezavantajımıza döndüğünü ve kapsamının Avrupa ülkelerinde genişlediğini görüyoruz. Osmanlı Devleti’nin son aşamalarına geldiğimizde artık Avrupa ülkelerinin çok geniş ayrıcalıklara sahip olduğunu görüyoruz.  Kapitülasyonlar dışında bahsetmek istediğim ikinci unsur denizcilik politikaları. Dünyayı yönetmenin hep denizlerden geçtiğini görüyoruz. Dolayısıyla denizcilik politikaları bizim çok önemlidir. Birinci Dünya Savaşı bitip barış görüşmeleri yapılırken İzmir İktisat Kongresi yapılıyor. Bu toplantıda ülkenin gelecekteki ekonomik politikaları belirlenir. İzmir iktisat Kongresi’nin en önemli başlıklarından bir tanesi denizcilik konusudur. Lozan Barış Antlaşması’nda özellikle kapitülasyonların kaldırılmasına yönelik Türkiye Cumhuriyeti’nin çok büyük baskısı olduğunu görüyoruz. Sonuç olarak kapitülasyonlar kaldırılıyor fakat burada kapitülasyonların kaldırılmasıyla birlikte kabotaj hakkımız kısmen de olsa sağlanmış oluyor ancak tam olarak uygulanması 1 Temmuz 1926’da kanun olarak yürürlüğe giriyor.” dedi.

 

Söyleşi Bilgisi’nin kabotaj tanımını açıklaması ile devam etti. Bilgili, “Kabotaj bir ülkenin kendi karasularında ve kendi limanları arasında yolcu taşıma, yük taşıma, çeşitli denizcilik faaliyetlerini Türkiye vatandaşları ve Türkiye devleti yapar anlamına gelmektedir. Burada bir pozitif ayrımcılık olduğunu görüyoruz ki bu bütün devletlerin yaptığı bir şeydir.” ifadelerini kullandı.

“Denizlik faaliyetleri olarak Türkiye'nin bulunduğu konum nasıl?” sorusuna ise Bilgili, “Türkiye kabotaj hakkını elde ettikten sonra 1930’lu yıllardan sonra kendi denizaltımızı üretmeye başlamıştır. 1970’li yıllara geldiğimizde Kıbrıs Barış Harekâtımız var ve bu bizim kabotaj hakkımızın devamı niteliğindedir. Kabotaj önce karasuları bazında olurken, ülke güçlendikçe savunma hattınızı biraz daha ileriye taşımak şeklinde olmuştur. Denizcilik anlamında Türkiye kendi gemisini üretip bunu ihraç etme gücüne sahip. Bunların hepsi kabotaj hakkı ile bağlantılıdır. Gemi üretiminde dünyada en önemli ülkelerden biri. NATO tatbikatlarına katılıyoruz, denizde doğalgaz aramaları yapıyoruz. Geldiğimiz konumda yepyeni bir eşiğin kıyısındayız ülkece ve gelinen konumu çok iyi buluyorum.” dedi.


Fotoğraflar