Güncelleme Tarihi: 22 Mayıs 2021

Gösterim: 239

Rektörlüğümüz Tarafından “19 Mayıs ve Milli Mücadele” Programı Düzenlendi

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Bandırma Vapuru’yla Samsun’a çıkışı, Kurtuluş Savaşı’nın ve Milli Mücadelenin başlangıcının 102. yılında Rektörlüğümüzce “19 Mayıs ve Milli Mücadele” konulu panel düzenlendi. 


Moderatörlüğünü Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Kocaoğlu’nun yaptığı programa konuşmacı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilşen İnce Erdoğan, Uşak Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karayaman ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Şahin katıldı. 

 

Panelde ilk olarak Doç. Dr. İsmail Şahin söz aldı. 19 Mayıs ve mili mücadele kararının nasıl verildiği anlatan Şahin, “Serv Antlaşması Batı dünyasının zihnindeki şark meselesinin yansımış haliyle bu topraklar bu şekilde pay edilecek Fransızlar vs. buraları alacak gibi İstanbul’a yeni bir statü gibi haritaların böyle ete kemiğe büründüğünü görüyoruz. Bugünkü İsrail’de Filistin’de ele aldığımız hadiselere bile Filistin cephesinin hala kapatılmadığını dile getirebiliriz. Osmanlı topraklarının paylaşılma fikri hala devam ediyor diyebiliriz. Rusya açısından bakarsak Akdeniz’e ulaşmak, büyük bir güç olmak anlamına geliyordu. Bu bakımdan da bu bölgenin ciddi bir mücadele sahasına geldiğini görüyoruz. Fransa da İngiltere gibi hem küresel çapta ciddi rakipler. Dolayısıyla Akdeniz’i ele geçirmek önemli. İngiliz ve Fransızların beraberce görüştüğü ve Rusya’yı beraber dışarı çıkarttıkları 19. yüzyılın son çeyreğinden artık Almanya’ nın da buna dahil olduğunu görüyoruz. Osmanlı toprakları 4 büyük aktörün satranç tahtası haline geldi. Paylaşılacak, işgal edilecek toprak açık bir şekilde batıda açıklanıyor. Yayınlanan haritada yaşayan Müslümanlar da bir şey uyanmasın isteniyor. Fakat burada dikkat edilmesi geren husus 1. Dünya Savaşı sonrasında Dünyada nasıl bir barış olacağı konusu Wilson İlkeleri çerçevesinde oluşturuluyor. Açık söylemek gerekirse bu prensiplerin hiçbirinin Türkiye’ye uygulanmadığını ve hukuk nazarında da bakılınca devletler hukukuna yakışmayan bir muamelenin Osmanlı’ya yapıldığını görüyoruz. Milli mücadelede Türkiye’de büyük bir başarıya ulaştı. Türkiye böylece bir baskı kapısını aralamıştır. Bu yüzden milli mücadele Samsun 19 Mayıs nedir? dersek bu topraklarda emperyalist mücadelenin sonu olmayan başlangıcıdır. Sonu geldi mi diye sorarsak, bu mücadelenin farklı kulvarlarda devam ederek günümüzde capcanlı durmakta. Tarih uzun soluklu bir maratondur.” dedi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ve süreci nasıl işlettiğini ise Prof. Dr. Mehmet Karayaman anlattı. Karayaman, “16 Mayıs’tan başlayan yolculuk heyecanlıydı çünkü bir tehdit bir İngilizler tarafından batırılmasına dair uyarıda gelmişti ve Samsun’a çıktığında Mustafa Kemal bunlarla yüzleşmişti. İngilizler işgal hazırlıkları içindeler ve İngilizlerin isteği üzerine bir komutan gelmesi ve müzakere olmasını ve siz yapmazsanız biz yaparız isteği vardır. Bazılarının tahmin ettiği gibi gizli yapılan bir olay değildir. 30 Nisan’da padişah tarafından onaylanan bir belge var elimizde resmi gazetede yayınlanıyor. O yüzden bir gizem yok. Bu normal bir yönlendirmemi dersek anormallikler var. 9. Ordu Müfettişi olarak gönderiliyor. Bir diğeri yalnız askeri değil, sivil makamlara da yönetme imkanı var. Mustafa Kemal Paşa bizzat bunları ben eklettim diyor. Ben bu görevi kendime en uygun şekline soktum. Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıktığında gerçekten ülkenin hali perişandı. Milleti uyandırmaya ve İstanbul’u uyarmaya çalışır. Mustafa Kemal Paşa havzada fazla durmayıp Amasya’ya geçti. Vatanın ulusun bağımsızlığı tehlikededir. Ulusun bağımsızlığını yine ulus kurtaracaktır. Sivas’ta toplanılıp 3 kişiyi göndermek ister. Bu bir bayram milli mücadelenin başladığı tarih ve Mustafa Kemal’in doğum günü bugün Türk milletinin doğum tarihi olan 19 Mayıs’ta kutlar. O yüzden aslında bir doğum tarihi. Türk milletinin doğum tarihidir. 19 Mayıs’ı anarken, kutlarken aslında bugüne getirmek gerekiyor. Kıbrıs’tan, Mavi Vatan’dan kıta sahasından vazgeçin diyorlar. Bizi başka bir yerden çevrelemeye çalışıyorlar. Başta Filistin olmak üzere çekilen sancılara doğum sancısı diyorum. Bu aşkı, bu imanı, bu şuuru insanlarımıza aşılamamız gerek ve bölünme parçalanma olaylarına boyun eğecek bir millet değiliz.” ifadelerini kullandı.

Son olarak ise Dilşen İnce Erdoğan ise bayramın kutlanış sürecini anlattı. Erdoğan, “1919 karanlık bir dönem ama 19 mayıs 1919’la birlikte Anadolu’ya bir aydınlığın, umudun olduğu bir yıl. Bu bayram da özellikle iki kelimenin altını çiziyoruz. Gençlik bayramı, Atatürk gençliğe gelecek ile ilgili konularda çok umutlu. Ve büyük bir güven duyuyor. Gücünü kuvvetini bütün inancını halktan alır Atatürk. Gençlik tanımının içinde sadece fiziksel değil mental olarak da gençten bahsediyor. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’ndan bahsetmeden önce bayram törenleri ne demek onu anlatacağım. Devletin meşruiyet sembolleri bizce neler diye sordum kendime. Siyasi istikrar kendi meşruiyetini sağlamak için milli bayramların toplumda kutlamasına olanak sağlıyor. Toplumdaki dayanışma ve düzeni sağlamak açısından tarihle ilgili halkı eğitmek konusunda bizim bayramlara ve bayram kutlamalarına ihtiyacımız var. 1916 tarihini konuşmak istiyorum. İlk idman şenliklerin yapıldığı tarih olarak karşımıza çıkar ve 19 Mayıs’ın ilk temellendirmesidir. Bu süreç her şeyden önce bizim Anadolu’da bir devlet olup verdiğimiz ölüm kalım mücadelesinin bir ifadesi. Emperyalizme, Türk milletinin verdiği en önemli cevaptır. 19 Mayıs’ı bu konuşmalarla yeniden hatırlamamız, atalarımızın, dedelerimizin gözünü kırpmadan şehit olduğunu; nasıl mücadele verdiğini, çektikleri sıkıntıları biz anlatıyoruz. Anlatmak kolay, onlar yaşadı.  Biz 19 Mayıs’ı ebediyen bu toprakların Müslüman topraklarına ait olduğunu gösteriyoruz. Bu topraklar bizimdir ve bizim kalacaktır.” dedi.


Fotoğraflar