Güncelleme Tarihi: 02 Nisan 2021

Gösterim: 356

Medya ve İletişim Topluluğumuz “Burak Günaydın İle Yönetmenlik Üzerine” online bir söyleşi düzenledi

 

 

Medya ve İletişim Topluluğumuzun kültür, sanat ve medya alanında yaptığı online söyleşiler devam ediyor. Topluluğumuzun son yaptığı etkinliğin konuğu Görüntü Yönetmeni Burak Günaydın oldu. Moderatörlüğünü öğrencimiz Okan Sivriler’in yaptığı söyleşiye Günaydın yönetmen olma sürecini anlatarak başladı. Günaydın, “Yönetmen olmaya çok zor bir dönemde karar verdim. Yönetmen olma ümidimi kestiğim bir zamanda telefonla çektiğim bir video ile yönetmenliğe başladım. 20 günlük bir Türkiye gezisi olan bir işte çalışıyordum bu gezi sırasında bu videoyu çektim. Daha sonra bu video sosyal medyada yayıldı ve sonra bir baktım yönetmen olmuşum, hikaye bu şekilde gelişti.” dedi.

“Peki bu işe karar verdiğinizde destek çıkan ya da karşı çıkanlar oldu mu?” sorunu Günaydın, “Karşı çıkan olamaz ama yönetmen olduktan sonra destek çıkanlar oldu. Asistanlık zamanında yönetmen olacak potansiyel var diye geldiklerini sanmıyorum. Ne zaman birey olarak bir şey yazmaya başlıyorsunuz o zaman size destek oluyorlar ama köstek olanda yoktu diyebilirim.” şeklinde cevaplandırdı.

Söyleşi Günaydın’ın yönetmen asistanlığı sürecine ilişkin tecrübelerini paylaşması ile devam etti. Günaydın, “Ben 7 ya da 8 yıl kadar asistanlık yaptım. En alttan başladığınız zaman en fazla gözlem yapabileceğiniz zaman oluyor ve çok fazla sorumluluk yok. Neyle ilgiliyseniz o piyasayı çok iyi takip etmelisiniz. Hangi festivaller var gibi ve hiçbir şeyden geri kalmamalısınız. Bizim en büyük eksikliğimiz bu. Asistanken bol bol kitap okumak gerekiyor. Hangi meslekte olursanız olun kitap okumayan adamdan çok bir şey olmuyor. Sizin bir estetiğiniz olmuyor. Çünkü farklı dünyalara açık bir dünyanız olmuyor. Gözlem yapmak ve kitap okumak diyebilirim. Birde acı çekiliyor mu asistanken diye sorarsanız, kağıt kesme işleri çok olurdu bir gün parmağımı kestim. Bu tarz durumlarda yılmamak gerek diyebilirim.” dedi.

“Şuan ki konumunuzdan memnun musunuz farklı bir iş hayaliniz var mı?” sorusuna Günaydın, “Mesleki anlamda farklı bir hayalim yok ama perspektif olarak soruyorsanız reklam yönetmenliğinden başka bir yönetmenlik diyebilirim. Neticede hayal dünyasıyla bir iş yaptığımız için sınırı olan bir iş değil. Bugün ben asla şunu yapmam diyebileceğim bir mesleğe sahip değilim ya da benim mesleğimin keskin kuralları yok. Belki yarın birileri bir karar verir ve der ki reklamı 1 saate çıkaralım bende oturup 1 saatlik bir reklam çekmek zorunda kalabilirim. Ya da işte ilerde sadece 10 dakikalık bir dizinin dizi yönetmeni olabilirim. Dolayısıyla işimle ilgili bir sınırım olmadığı için ilerde şunu yapmak istiyorum diyemiyorum ama kendimin kısa film senaryom var ve ilerde onu yapmayı çok isterim. Şu andaki en büyük hedefim kendime ait bir senaryom var ve onu hayata geçirmek diyebilirim.” diye cevaplandırdı.

“Sizin yönetmenliğinizdeki bir setin hazırlanma süreci nasıl oluyor?” soruna Günaydın, “Bir senaryo geliyor bize,  biz reklam yönetmeni olarak bir senaryo yazmıyoruz başka reklam ajansları var hazır bir senaryo ile önümüze geliyor.  Ve hazırlanma bir zamanla oluyor. Size bir hafta veriyorsa bir hafta hazırlanıyorsunuz. Bir aysa bir ayda. Projenin de açıkçası paranın maliyetin büyüklüğüne göre değişir. O süre içinde hikâyenin nasıl olabileceğine göre kafa yormaya başlıyorsunuz. Bir karakter ve şöyle bir mekânda diye planlıyorum gibi bir sürü seçenek var. Burada bir film nasıl çekilebiliriz anlatmak pek mümkün değil açıkçası.” dedi.

“Pandemi sürecinde yönetmenler bu konuda üretkenlik olarak nasıl etkilendi?” sorusuna ise Günaydın, “Elindeki cep telefonuyla inanılmaz işler başarabiliriz. Evinde kuracağın ekiple de inanılmaz işler yapılabilir. Dolayısıyla pandemi süreci aslında sana bağlıdır. İlerlemek istersen kapılar açıktır.” dedi.


Fotoğraflar