Güncelleme Tarihi: 08 Ocak 2021

Gösterim: 270

İç Denetim Topluluğumuz “Mavi Sohbetler" Söyleşisi Düzenledi

 

İç Denetim Topluluğumuz Denizcilik Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Mustafa Sarı ile “Mavi Sohbetler, Deniz Kirliliği, Nedenleri ve Etkileri” konulu online program düzenledi.

Deniz kirliliği ve nedenlerinin ele alındığı söyleşide Sarı konuya ilişkin derinlemesine bilgiler verdi. Denizlerin canlı yaşamı için hayati önemine değinen Sarı, denizlerin dünya ticaretine katkısından ve iklime olan etkisinden de bahsetti. Sarı, “Dünyada su kullanım oranlarını evsel, tarımsal, endüstriyel olarak üçe ayrılmaktadır. Ülkelere göre oranlara baktığımızda ülkemizin yüzde bir oranında suyu bulunmaktadır. Bu durumu önemsiyoruz ve kuraklık konusunda dikkat etmemiz gerekiyor.” dedi. Suyu kirleten maddeleri listeleyen Sarı, denizlerde kıyısal kirlilik konusunu anlatırken Bandırma’dan örnek verdi ve civardaki fabrikaların, sanayinin deniz kirliliğine etkileri anlattı. Sarı ayrıca Bandırma sahil bandında evsel atıkların oluşturulduğuna ve bunların ciddi deniz kirliliğine neden olduğuna dikkat çekip çözüme ilişkin kurulması gereken arıtma sisteminden bahsetti. Sarı, “ Tüm denizlerden kaynaklı olarak gelen yüzey akıntıları çöp adası olarak adlandırılır. Plastik deniz kirliliği gıda güvenliğini ve kalitesini, insan sağlığını, kıyısal turizmi tehdit altına almakta. Bilinçlenip, kirliliğinin azaltmak için gerekli yerlerden talepte bulunmamız gerekiyor.” diye konuştu.

“Denizlerdeki kirliğinin tamamen çözülebilmesi mümkün mü?” sorusuna ilişkin olarak Sarı, “Temizlemek zor, kirlenme mutlaka olacak ancak bu deniz teknolojilerine yatırım yaparak bunun önüne geçmek mümkün. Denize giren ürünlerin çözünmesi aslında hızlı bir süreçtir, bu maddeler organik olanlardır. Biz insanların yarattığı kirlilik ise zorlu ve uzun bir süreçte temizlenir. Bu yüzden önce bilinçlenmek şarttır.” dedi.

“Şuan var olan kuraklık tehlikesini ön görmemiz mümkün müydü?”  sorusuna ise Sarı, “ Evet, öngörmek mümkündü. Yarı kurak bir iklim kuşağında olduğumuzdan biz geçiş bölgesinde yer alıyoruz. Kuraklık bizim kaderimiz aslında ve bunu bildiğimizden kaynaklı su tasarrufunda bulunmamız gerekirdi. Yağmur suyunu arıtıp bunu geri kullanmak mümkündür. Ve kültürümüzde de bunu görmek mümkün eski zamanlarda evlerin çatılarında yağmur suyunu toplayan kuyular vardı. Şuan hidrolik kuralık var daha sonrasında tarımsal ve peşinden sosyo ekonomik kuraklık baş gösterecek.” şeklinde konuştu.

 

 

Fotoğraflar